Kendi olduğu için reddedilen birini düşünün. İşte o benim.
Başta bana sessiz derlerdi. İnsanlardan kaçar gibi
görünürdüm. Onlarla konuşmak, aralarında olmak isteyince de dürüstlüğüm herkese
battı ve onların değimiyle “dilli” biri olarak nitelendirildim. Sonradan
aralarında ama sessiz biri olmaya karar verdim. Ama capcanlı ruhumu, ruhu sönük
biriyle değiştirdim. Kendi içime geri çekildim. Okudum, dinledim, yazdım. Tek
başıma kaldım. Tek olmayı sevmedim ama mecbur bırakıldım. Sevilen, değer
verilen birisi hiç olamadım. Ve bu beni hep üzdü. Kimse yanımda olmak istemedi.
Bende gittikçe ruhu hassas biri oldum çıktım. Şimdi de bu beni rahatsız ediyor.
İnsanları önemsemek, beni sevmeyecekleri kadar onları sevmek ve değer vermek. Bu
aralar mide ağrıları beni rahatsız eden bir diğer şey. Fazla gelen her duygu
direkt mideme vurmaya başladı. Sabah huzursuz uyanmalar, aslında hiç
uyuyamamalar. Eskiden de şikâyet ettiğim çok şey olurdu. Şimdiki huzursuzluk
bir farklı. Farkı nedenini biliyor olmam. Ve bunun uzun bir süre daha geçmeyecek
olduğunun farkında olmam.
Uzak, ulaşılmaz şeyleri hep sevdim. Kendimi, sınırlarımı
zorlayacak yani beni daha güçlü yapacak şeyleri. Bu, bu çok farklı. Bu çok
aykırı. Bu Elif’in seçeceği bir şey asla değil. Ama bunu Elif seçmedi. Bu bir
seçim değildi. Bu seçim yapılabilecek bir şey değildi.
09.06.2021 kendime aykırı davrandığım gün. Her şeyi
sildiğim, kendimi umursamadığım ve çok cesur davrandığım bir gün. Hesaplanmadan
gelen bir gün. Kalbimi dinlediğim gün. Ve bir daha asla kalbimi dinlememeyi
öğrendiğim gün.
Ne
olduğunu bilmiyorum. Neler yaşadığını. Bilmek ister miydim ondan da emin
değilim. Çözemediğim çok şey var. Birçok duygunu anlamıyorum. Birçok kelimeni,
seçimlerini. Kişiliğini hala garipsemiyorum ama. Değişen çok şey var
zamanla.
Ne kadar doğru bir yerdeyim. Hissettiklerim, sezilerim
doğru mu? Adım mı atmalıyım, geri mi çekilmeliyim ne yapmalıyım? Boşluk veriyor
bana. Koskocaman bir boşluk. Nereye hareket edeceğimi bilmiyorum. Hangi
hareketim, kelimem doğru bilmiyorum. İkilem ve kafa karışıklığı yaratıyorsun.
Sınırlarımı zorluyorsun. Garip bir şekilde bundan rahatsız olmuyorum. Bu doğru
değil diyorum. Bazen de hangisi doğruydu ki diyorum. Tüm seçimlerimi
sorguluyorum. Gittiğim yolu sorguluyorum. Seçtiğim kelimeleri, yazdıklarımı, anlattıklarımı
da sorguluyorum.
Beni tanımıyorsun. Diğerleri gibi tanımak da
istemiyorsun. Seni aynı kategoriye koymak doğru gelmiyor. Ama aynı yerdesin.
Onlarla aynı yerdesin..
Nasıl olabilir? Nasıl buraya geldim? Bu dehşet verici.
Acılarını, hissettiklerini asla anlayamayacağım. Onları asla dokunulmayacak yerlere koymuşsun. Asla ulaşamayacağım yerlere. Çok duygu var onlarda. Çok kalp kırıklığı. Düzelecek, bir gün elbette geçecek ama onu ben yapmayacağım. Bunu biliyorum artık. O ben değilim. Acıların iyileşmek için asla beni seçmeyecek.
Günler sonra belki ile başlayan tüm düşüncelerimi sildim.
Değişecek bir şey olmayacak çünkü. Ben kendi kendime yazıp oynadım. Rolümü çok
kısa yazmışım, hayret : )) Cesaretimi
bir daha asla kullanmamaya yemin ettim. Ne olursa olsun kendimi bir daha asla burada
görmek istemiyorum. Bana acı verecek şeyleri hep sevdim galiba. Bundan sonra
acıyı sevmeyeceğim. Acı buysa bunu sevmeyeceğim. Ve bunun geçtiği gün, o gün lütfen çabuk gel.