''Can yakarsan canın yanar. Kalp kırarsan kalbin elbet kırılır. '' ↫Elif'in Günlüğü ,Elif's Diary,↫엘리프 일기,엘리프,

Can yakarsan canın yanar. Kalp kırarsan kalbin elbet kırılır. Ama yaktığın can, kırdığın kalp asla yanmamış ve kırılmamış olamaz. Eskiye geri dönemezsin, yeniyi de yazamazsın bundan sonra.
Karşında olan her ne olursa olsun önce bir düşün. Düşün ki çıkmaz sokağa girmeyesin. Girersen o sokağın geri dönüşü olmuyor işte. 

4. Kat, metrelerce yükseklik ve mum çiçeğinin ağır esans kokusu...
Tene çarpan serin hava, ağustos böceklerinin sesi, mermerin soğukluğu
Sessizliğin verdiği huzur ve his
Ölümün getirebileceği her şey.

Olmaman gereken düşünceler ve hislere sahibim. Davranışlarımda beni ben yapan en ufak bir kırıntı yok. İçimde ne var bilmiyorum. Aylardır bu duyguları hissetmeyen bedenimde neler oluyor? Geri ittiğim ve asla benim olamayacak şeylerin özlemi kalbimde. Her zaman istediğim o uzaklaşma isteği yine yakamda. Nereye ve nasıl soruları ile beraber. Tanıyamadığım kişiliklerin ruhlarını gömdüm bugün kalbimin mezarlığına. Tarih 25-07-2019. Akşam saatleri. Geri gelmeyecek duygularım var. Geri gelemeyecek samimiyetim. Bir daha göremeyeceğim gülümsemem. Beni de gömdüler aslında kalp mezarlığına. Hemde çok çok önce. Hissettiğin ve düşündüğün şeylerin farklı olması nasıl da yıkıyor insanı. Nasıl da uzak kılıyor bazı şeylere. Birden nefret ettiriyor her şeyden. Dualarına hiç olmayacak şeyler ekliyorsun birden. Yıllarca ağza alınmamış şeyler. Birden değişiyorsun işte. Kötü insanlar nasıl doğuyor sorusunu dün buldum aslında. Çok da zor değilmiş bunun cevabı. Yaşayınca anlıyor insan. Bir gecede nasıl değişir insan deneyimledim. Bir gecede nasıl asla yapmayacağı şeylerin kararını alır. Saatlerce nasıl sabit bakılır anladım ben. Yaşarken insan öğreniyor işte. Ne kadar acıyı yaşamak istemesek de. Mutluluk ne ki aslında bu kadar arkasından koşuyoruz? Acıyı yaşayıp görmeli insan asıl. Mutluluk insanı insan yapmaz. Acı kişiliğine oturur insanın. Ruhunu acıtır. Sana seni katar. 

Geride bıraktıklarımı ve benim seçimim olmadan geçmişe ait olmayı seçen şeyleri düşündüm. Sessiz ve sakinim. Dışarıdan tam aksi görünsem ya da görünmeye çalışsam bile. Geçmişte kalan ama bana ait olmasını isterdim diyebileceğim bir kaç şey var. Yavaşça adım atarken bunu düşündüm. Eskinin bende bıraktığı izleri hissettim. Hala orada olmasını istediğim bir şey var. Dönüp dönüp baktığım, artık olmadığını görünce garip bir üzüntüye kapıldığım şey. Hala aynı yerde olsa ne yapardım, şimdiki kadar cesaretli olabilir miydim? Bugün tekrar hissettim o geçmişi. Tekrar cesaret edip baktım eskiden var olduğu yere. Canım yandı. Hemde hissiz olduğunu düşündüğüm kalbimde hissettim bunu. En derininde kalbimden bir şeyler kıpırdandı. Üzüntü, gözyaşı, beklemek, sabretmek.... Bunları tekrar tekrar hissettim en derinden gelen o kıpırdanmayla.

Hep mutlu olmak isteriz ama neden? Mutluluk ne verir ki bize. Neden hep onun peşinden koşup kendimizi daha da çıkılmaz duyguların içine sokarız. Ben mutlu olmak istemiyorum. Ben rayına oturmuş adrenalin dolu bir düzen istiyorum. Yaptığım şeylerin sonucunu alabildiğim bir yerde olmak istiyorum. Mutlu olmak benim isteklerimin yanında çok hayal ürünü kalıyor aslında. Duygusal anlamda batakta olmadığım, çevremde kalabalığın olduğu fakat sakin ortamların arayışındayım. Ben benim gibi olanların arayışındayım. Cesaret arayışındayım. Daha çok okumanın, daha çok öğrenmenin daha çok izlemenin, özlemenin, sevmenin peşindeyim. Cesaretli olduğum ve birinin karşısında istediklerimi söyleyebildiğim, güçlü olduğum yerin peşindeyim. Daha sağlıklı olduğum ve olamazsam bile bunları o kadar da büyütmediğim bir düşünce içinde olduğum zamanı kovalıyorum. Benim hedefim mutlu olmak değil. Benim hedefim insan olup insan gibi yaşayabilmek. Ve insan gibi de ölmek.


(Uzun süredir bloğumla ilgilenmiyorum. Depresyonum buna izin vermiyor. Aslında yazı yazamıyorum. Doğruyu söylemek gerekirse yapmam gereken hiçbir şeyi yapmıyorum. Müzik bile dinlemez olmuşken benden ne beklenir bilemiyorum.  Ben yokken bile buralarda olan takipçilerim bloğuma gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Umarım düzelip her şeyin başında olacağım. Sizi seviyorum. Kendinize iyi bakın...)